“SOSYALİZM BAŞARISIZ OLDU, KAPİTALİZM
İFLAS ETTİ. SIRADA NE VAR?”
Özgürlük ve eşitlik etiğinden yola çıkan 70
yıllık sosyalizm deneyimi herhangi bir karşı devrim, sıcak savaş, ekonomik
kriz, halk isyanı sonucu değil de, kendiliğinden çöktü. Türkiye’de 12 Eylül
darbesinin baskısı hala üzerimizdeyken bu çöküşü sessizce izledik. Bu çöküş bir
ölçüde darbeye karşı koyamamanın acısını dindirmeye de vesile oldu denilebilir.
Tam bu sessizlik ortamında postmodern söylemler kapladı ortalığı. Tarihin sonu
mu gelmişti gerçekten? Bilgisayarın gelişimiyle kapitalizmin sömürü araçları ve
biçimlerini değiştirdiği gerçekti, ama kapitalizmin bin yıl süreceği ve artık
ona uyum sağlamamız gerektiğini kabullenmemiz mi gerekiyordu? Felsefi olarak
buna inandırılmaya çalışılıyorduk ki (kitapçı raflarında postmodern söylemli
felsefi kitaplar siyasi kitapların yerini almıştı çoktan) 2008 kriziyle
diyalektiği hatırladık ve geçmişle hesaplaşmaya, sosyalizmin hatalarını
sorgulamaya, komünist ideolojiyi analiz etmeye başladık.
Türkiye ve Batı’daki Tartışmalar:
Türkiye’de ilk kez
Birikim dergisi çevresinden ses geldi. Ömer Laçiner’in iki ciltlik “Sosyalizmi Yeniden Düşünmek” kitabı Marksizm’in
tekrar okuması niteliğindeydi. Ahmet İnsel, “Solu Yeniden Tanımlamak” kitabıyla özgürlükçü bir sosyalizm önerdi.
Tanıl Bora da “Yeni Bir Sol Tahayyülü
İçin” adlı kitabında yeni bir solun önünü açacak farklı görüşleri derledi.
Son zamanlarda tartışma Taraf gazetesine taşındı ve Halil Berktay, Murat Belge,
Roni Margulies, Nabi Yağcı’yı karşı karşıya getirdi. Avrupa’da ise “Komünizm İdeası” başlığıyla Londra’da
Birbeck İnsani Bilimler Enstitüsü tarafından bir konferans düzenlendi.
Konferans sunumları A.Badiou ve S.Zizek tarafından toparlanıp “Bir İdea Olarak Komünizm” başlığıyla
yayınlandı.
Ancak, tartışma Avrupa’da felsefi boyutta
iken Taraf gazetesinde siyasi atışmaya dönüştü. Halil Berktay’ın ortaya attığı
sosyalizm eleştirileri, hatta özeleştirisi diğer yazarlar tarafından sosyalizm
etiğine bir saldırı olarak algılandı ve tartışma tıkanmış görünse de devam
ediyor. Oysa ne Berktay’da ne de Avrupa’da sosyalizmin etiğine herhangi bir
gönderme yoktu. Aksine aynı etikten yola çıkarak nasıl yeni baştan
başlanabileceği düşünülüyordu. En geniş açılımı Birikim çevresinde görüyoruz.
Ahmet İnsel yeni bir sosyalizmin (özgürlükçü sosyalizm) ekonomik, siyasi,
sosyal ayaklarını kurarken, Ömer Laçiner doğru
sosyalizmi tanımlamaya çalışıyordu. Halil Berktay ve Zülfü Dicleli,
sosyalizm ve komünizm kavramlarından öte yeni kavramların oluşturulmasından
yanaydı, ancak herhangi bir önerileri de yoktu. En ilginç yaklaşım Nabi
Yağcı’nın Anadolu Sosyalizmi
önerisiydi. Zira dışarıda herhangi bir model aramaya gerek yoktu ve Anadolu’nun
geçmişinde sosyalizm etiğinin izleri bulunabilirdi. Bulundu da: Tasavvuf ve
Şeyh Bedrettin.
Batı’daysa Troçkist Roni Margulies’ten
sosyalizmin içeriğine dair bir eleştiri gelmezken, bütün eleştiri okları Stalin’e
yönelmişti. Gerçekten Stalin miydi tek suçlu? Marks, Engels, Lenin bütün
yolları doğru döşemişti de sadece Stalin mi doğru yoldan sapmıştı? Proletarya
diktatörlüğü yerine bürokratik diktatörlük kurmuştu ve suçluydu. Peki ya
proletarya diktatörlüğü doğru muydu ki? Sorular durmaksızın büyüyor. İşçi
sınıfının öncüllüğü, komünist partinin tek temsilciliği, özel mülkiyetin
lağvedilip devlete aktarılması, bizzat devletin içeriği, devletçi ekonomizm,
sınıf kategorisi, tarihin şaşmazlığı, ilerlemecilik, iradecilik, iktidar
sorunu, bilincin dışarıdan verilmesi vs eleştirilemez mi? Eleştirildi de.
Üstelik tüm bu eleştirilerden sonra geriye
bir sosyalizm kalır mı, sosyalizm kalmasa da komünizm ideası sürdürülebilir mi soruları
da irdelendi. Avrupa’daki konferansta sil baştan başlayalım diyenler de çıktı,
sosyalizmin atılıp komünizm adının korunması gerektiği fikri de. Ancak bu ad
korunsa bile içeriğinin büyük oranda değişeceği çok açık.
Birbeck Konferansı
Konferansın en
önemli isimlerinden biri A.Badiou, komünizm adına sahip çıkarken, en baştan
başlamak gerektiğini söylüyor ve komünist sıfatından uzak duruyor (komünist
parti, komünist rejim gibi.). Aynı zamanda komünizmi “düzenleyici bir idea” olmaktan, sosyalizmi de “etik bir sosyalizm” olmaktan çıkarıyor. Badiou’nun en çarpıcı
eleştirisi tarihselcilik konusunda. “Tarih
tecelli etmez” diyor Badiou. Gerçeğin tarihle simgeselleştirilemeyeceği,
hatta tarihe ait bir gerçeğin olamayacağı görüşünde. Tarih ne özneldir ne
şanlı; tarih, devletlerin tarihidir ancak. Ona göre, hiçbir politik hakikat
prosedürü, özü açısından bir devletin tarihsel eylemleriyle
karıştırılmamalıdır.
Badiou, M.Hardt ve Zizekle beraber komünizm
için mücadele alanlarını yeniden ele alır: Ekolojik felaket, entellektüel
mülkiyet, yeni teknolojik-bilimsel gelişmelerin (özellikle biyo-genetik
alanında), sosyo-etik sonuçları ve yeni ırkçılık biçimleri gibi.
Michael Hardt’a göre
artık gayri maddi ya da biyo-politik üretim egemendir. Fikirlerin,
enformasyonun, imgelerin, bilgilerin, kodların, dillerin, toplumsal ilişkilerin
ve etkilerin üretimi. Bugün temel mesele kıtlık ve yeniden üretilebilirliktir;
bu yüzden mücadele, dışlayıcı mülkiyet ile ortak mülkiyet arasındadır:
Patentler, telif hakları, yerli bilgi, genetik kodlar, tohumların kalıtsal
özelliklerini nakleden maddedeki enformasyon ve benzerleri. Bunlar
özelleştirilebilir ama kolay paylaşılıp yeniden üretilebildiklerinden mülk
sahipliğini gözetmek zordur. Bunların azami üretkenliklerinin
gerçekleştirilebilmesi paylaşılmasını gerektirir. Böylece mülkiyet kapitalist
üretim tarzının prangası haline gelir. İnsan emeği ve yaratıcılığının sonucu
olarak ortak varlığın üretiminde kapitalistin nispeten dışarıda kalması
gerekir. Zira her müdahale üretkenliği azaltır.
..............................................................................................................................
..............................................................................................................................
Metindeki toplam kelime
sayısını (695) 60 ile çarpınız (41700) çıkan rakamı okuma sürenize (saniye)
bölünüz. Örneğin okuma süreniz 6 dakika 27 saniye çıktıysa; 6X60 = 360 + 27 =
387 saniye demektir.
Çıkan değer sizin bugünkü
okuma hızınızdır. Bunun beklediğinizden düşük çıkması sizi üzmesin. Zaten bu değeri
yükseltmek için çaba gösteriyorsunuz.
Okuma hızı (kelime)
|
Okur tipi
|
0-100
|
Zayıf
|
100-200
|
Ortalama
|
200-300
|
Ortalama
|
300-400
|
İşlevsel
|
400-800
|
100 kişi içinde birinci
|
1000+
|
1000 kişi içinde birinci
|
Şimdi de okuduğunuz metinle
ilgili olan aşağıdaki soruları yanıtlayın.
1. 12 Eylül Darbesi ile kaç yıllık sosyalizm
deneyimi çökmüştür?
A) 60
B) 70 C) 80 D) 110
2. Sosyalist deneyimin çöküşü darbenin acısını
dindirmeye vesile oldu.
A) Doğru
B) Yanlış
3. Bilgisayarın gelişimiyle kapitalizmin
araçlarından hangisinin değişime uğradığı bir gerçektir?
A) Mülkiyet
B) Düşünce C) Sömürü D) Devlet
4. Türkiye’de ilk kez hangi dergiden ses gelmiştir?
A) Laçiner
B) İdea C) Etik D) Birikim
5. Tanıl
Bora “Yeni Bir Sol Tahayyülü İçin” adlı
kitabında yeni bir solun önünü açacak farklı görüşleri derledi.
A) Doğru B) Yanlış
6. Taraf gazetesinde aşağıdaki yazar gruplarından
hangisi karşı karşıya gelmiştir?
A) Badiou,
M.Hardt ve Zizek
B) Halil
Berktay, Zülfü Dicleli ve Nabi Yağcı
C) Halil
Berktay, Murat Belge, Roni Margulies ve Nabi Yağcı
D) Badiou,
M.Hardt, Ömer Laçiner ve Zülfü Dicleli
7. Sosyalizm
eleştirileri, hatta özeleştirisi aşağıdakilerden hangisine bir saldırı olarak
algılandı?
A) Sosyalizm
etiğine
B) Kapitalizme
C) Özel
mülkiyete
D) Telif
haklarına
8. Anadolu
Sosyalizmi Anadolu’nun geçmişinde sosyalizm etiğine dair izleri aşağıdakilerden
hangisinde bulmuştur?
A) Tarikat ve Mevlana
B) Tasavvuf ve Şeyh Bedrettin
C) Alevilik ve Hacı Bektaş Veli
D) Sufilik ve Yunus Emre
A) Tarikat ve Mevlana
B) Tasavvuf ve Şeyh Bedrettin
C) Alevilik ve Hacı Bektaş Veli
D) Sufilik ve Yunus Emre
9. Stalin’in
suçu neydi?
A) Proletarya
diktatörlüğü yerine bürokratik diktatörlük kurmak
B) Ülkesini
ikinci dünya savaşına sokmak
C) Çevresindeki
ülkelerden toprak talebinde bulunmak
D) Sosyalist
etik yerine mülkiyet etiği yerleştirmek
10. Sosyalizme yöneltilen tüm eleştirilerden sonra sosyalizm kalır mı kalsa bile ………. İdeası sürdürülebilir mi?” cümlesinde …….. olan yere aşağıdaki kelimelerden hangisi gelmelidir?
A) Etik
B) Komünizm
C) Özel
mülkiyet
D) Üretim
11. Tarih tecelli
etmez.” Cümlesi aşağıdakilerden hangisine aittir?
A) Badiou
B) M.Hardt
C) Zizek
D) Marx
12. Michael Hardt’a göre
biyo-politik üretimde aşağıdakilerden hangisinin üretimi söz konusu değildir?
A) Fikirler
ve enformasyon
B) İmgeler
ve bilgiler
C) Kodlar
ve diller
D) Kültür
ve folklor
13. Bugün temel mesele
kıtlık ve yeniden üretilebilirliktir; bu yüzden mücadele ………. ile ……….
arasındadır. Boş bırakılmış yerlere sırasıyla hangileri gelmelidir?
A) Patentler
ve telif hakları
B) Yerli
bilgi ile genetik kodlar
C) Dışlayıcı
mülkiyet ve ortak mülkiyet
D) İnsan
emeği ve yaratıcılığı
.........................................................................................................................
.........................................................................................................................
Bu metin gerçekten zor bir metindi. Çünkü
kısa ve kolay metinlerden elde edilecek sonuçlar bizi yanıltabilir.
Aşağıdaki cevap anahtarına bakarak doğru
cevap sayınızı saptayın ve doğru cevaplarınızın sayısını testteki soru sayısına
(13) bölün, çıkan rakamı 100 ile çarpın. Bu değer sizin bu metni anlama
yüzdenizdir.
1. B, 2. A,
3. C, 4. D, 5. A, 6. C, 7. A,
8. B, 9. A, 10. B,
11. A, 12. D, 13. C
Algılama Yüzdesi
|
Okur Tipi
|
20-29
|
Zayıf
|
30-59
|
Ortalama
|
60-79
|
İşlevsel
|
80-89
|
100 kişi içinde birinci
|
90-100
|
1000 kişi içinde birinci
|
www.serkanozkan.com.tr www.okunlp.com
0 532 492 26 20